29.12.2025
“5 OCAK’TAKİ TAHLİYEYİ YEDEKLEMEK İÇİN TUTUKLAMA YAPMAYI KİMSENİN VİCDANI KALDIRMAZ”
“KOOPERATİFİLİK, MÜTEAHHİTİ ZENGİN ETMEDEN KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPMA İŞİDİR. BU İŞ SUÇLANAMAZ”
“KİMSE YILBAŞI ÜSTÜ ARTIK AİLESİNDEN, ÇOLUĞUNDAN ÇOCUĞUNDAN DAHA FAZLA UZAKTA KALMASIN”
“O GÜNLERDE KÜRTLERİN BELEDİYE MECLİSİNE GİRMESİNİ SUÇ SAYIYORLARDI. ŞİMDİ TÜRKİYE UZLAŞISI, İMRALI UZLAŞISI OLMUŞ. KENT UZLAŞISI SUÇ MU OLUR?”
“SİYASİ TUTUKLUK VAR. HAVA KUVVETLERİ’NDE BİR TUTUKLUK, BİR SIKINTI VARMIŞ GİBİ GÖSTEREN BU AÇIKLAMALAR SORUMSUZDUR”
“BURADA BİR DEZENFORMASYON VARSA, SAYIN DURAN’IN YAPTIĞI DEZENFORMASYONDUR. BU SÖYLEDİĞİM BİLGİLERDE HATALI OLAN BİR YER VARSA, ÇIKSIN KONUŞSUN”
“CEZAEVLERİNİN BÖYLE YARIM MİLYON İNSANIN BULUNDUĞU BİR YERDEN ÇIKARILMASI LAZIM”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Buca Kırıklar Cezaevi'nde bulunan tutukluları ziyaret etti. Buca Cezaevi ziyaretinin ardından açıklama yapan CHP Lideri Özel, “Değerli arkadaşlar, İzmir’de Buca 1 No’lu, 2 No’lu ve Yüksek Güvenlikli üç cezaevinde dört arkadaşımızı bugün ziyaret ettik. Heval Savaş Kaya’yı ve Tunç Soyer’i, Mehmet Ali Çalışkan’ı ve Mehmet Murat Çalık’ı ziyaret ettim” dedi. Özel şöyle devam etti:
“REJİM MUHAFIZLIĞI YAPIYORLAR”
“Sayın Mehmet Murat Çalık gündüz doktor kontrolü için yoktu. Sonra hastaneden dönmesiyle birlikte kendisiyle de görüştük. Öncelikle şunu ifade etmek isterim. Bütün Türkiye’nin yüreğini sızlatan, işte sürekli hastalığı nüksedecek mi diye bakılan bir süreçte daha bugün hastaneden geldi ve geçen hafta alınan biyopsinin yeterince sonuç vermediği için daha ileri bir tetkik istendiği ve sonucun yine tartışmalı olduğu ve o daha kalın bir kesit alınmasına karşın cuma günü tamamının alınıp incelenmesine karar verdiklerini söylediler. Yani Mehmet Murat Çalık’tan bir kötü haber alacak mıyız, almayacak mıyız, başta annesi, hepimizin gözü önünde annenin çektiği çile, eşi ve çocukları yüreği ağzında bekliyor. 10 ay oldu ve olacak iş değil. Yani mahkeme görülmeye başlandığında bir yıl olmuş olacak ve Mehmet Murat Çalık’la ilgili iddianameye baktığınızda gerçekten suçlanabileceği, ceza alabileceği hiçbir şeyin olmadığı ortada. Burada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kendisini buraya da sürgüne yolladılar malum. Resmen yani bir adalet dağıtmak yerine ya da burada işte Cumhuriyet’in savcılığını yapmak yerine rejim muhafızlığı yapıp, suçlama ile infazı, iddia ile infazı aynı anda gerçekleştiriyor. Bu kabul edilebilecek bir mesele değil. Buradan hem Antalya Büyükşehir Belediye Başkanım Muhittin Böcek, sağlığı en çok tehdit altında olan isimlerden birisi. Mehmet Murat Çalık, tüm hasta tutuklu ve hükümlüler için. Benim 2011 ve 2015 yılları arasında 370 cezaevi gezip, hasta tutuklu ve hükümlerin raporu olan üç milletvekilinden biriyim ben. Veli Ağbaba ve Nurettin Demir’le birlikte. O zaman partisine bakmadan, suçuna bakmadan, neyle suçlandığına bakmadan da bu konularda çok önemli tespitlerimiz vardı. Üstüne 14 yıl daha iktidar oldular, değişen hiçbir şey yok. Halen daha son derece kötüye gidiş var.”
“KİMSENİN VİCDANI KALDIRMAZ”
“Onun dışında bugün İzmir açısından sıcak bir gündem. Sayın Tunç Soyer ve Heval Savaş Kaya birazdan bir kez daha uzaktan bağlantı ile ifade verecekler. Biliyorsunuz; ilk önce yüzlerce tutuklunun olduğu, sonra tutuklu sayılarının azaldığı, en nihayetinde iki tutuklunun kalıp, 5 Ocak günü de hem bütün İzmir’in beklediği hem de artık dosyayı bilen ve inceleyen herkesin tahliye beklediği bir sürecin içindeyiz. Bir yandan da bu dosyada önceki İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu tahliye olmuştu. Şimdi 5 Ocak gününde artık Tunç Soyer’in, Heval Savaş Kaya’nın da serbest kalmaları böyle beklenirken dosya kapsamında, bu sefer İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON üzerinden yürütülen soruşturma değil; kooperatif üzerinden yürütülen bir soruşturmadan şimdi ifadeye çağrıldılar. Ümit ediyoruz görüşlerine başvurulacak. Bunun üzerinden sanki 5 Ocak’taki bir tahliyeyi yedeklemek üzere bir tutuklama işine kimse yeltenmez, tenezzül etmez. Bunu kamu vicdanı da hiçbirimizin vicdanı da kaldırmaz.”
“KOOPERATİFÇİLİK İŞİ SUÇLANAMAZ”
“Bunu açıkça söylemek gerekiyor. Bir gerçeklik var. O da avukat arkadaşlarımız buradalar, partili avukat arkadaşlarımız. Onların verdiği bütün raporlar da çok net. Aslında birinci dosya şu anda Tunç Soyer’in tutuklu olduğu, Heval Savaş Kaya’nın tutuklu olduğu dosya; İzmir Büyükşehir Belediyesi kooperatifçilik yöntemiyle kentsel dönüşüm yapar mı, yapmaz mı suçunun araştırıldığı dosya. Burada kamu zararı var mı, yok mu? Kamu zararının olmadığı açıkça ortaya çıktı. Kentsel dönüşümün yapılabileceği ortaya çıktı. Hatta şu kadarını söyleyelim arkadaşlar. Bir takım mağduriyetler üzerinden ki, haklı mağduriyetler üzerinden, hep hak verdiğimiz mağduriyetler üzerinden bir tartışma yürüyordu. Şimdi mesela bugün soruşturması yapılan kooperatif, en ileri durumda. Yüzde 60‘ların üzerinde ilerlemesi olan bir kooperatif. Hızla bitirilmesine yönelik bir irademiz var. Kötü durumda olan kooperatiflerle ilgili de anlaşmalar yapıldı. Tarih kondu. İşte 2027’nin Şubat’ında evler teslim edilecek. Bu sorunu görüp halletmeye çalışıyoruz. Bir gerçek var; Türkiye’de inşaat maliyetlerinin 10 kat arttığı bir dönemde bir zorluk yaşandı. Bir anda birken 10 oldu. Yani burada bir kötü niyet olmadığını herkes teslim ediyor. Hatta kooperatif mağduru kişilerle görüştüğümüzde de diyoruz ki ‘Eviniz teslim edilebilirse sorun var mı?’ ‘Sorun kalmaz.’ ‘Kötü niyet görüyor musun?’ Sizin de sizin de birtakım röportajlarınızı takip ettim. ‘Kötü niyet diyemeyiz’ diyorlar, ‘Ama mağdur olduk. O mağduriyetin giderilmesi lazım.’ Ama bir gerçek var, bizim burada AK Parti ile karşı karşıya durduğumuz nokta şu. Onlar ‘Kooperatifçilik suçtur’ diyorlar. Biz ‘Kooperatifçilik suç değildir’ diyoruz. Belediyenin cebinden, kamunun cebinden bir kuruş çıkmadan kentsel dönüşüm yapmak, iyi belediyecilik uygulamasıdır. AK Parti’nin kötü yönettiği Türkiye’de inşaat maliyetleri 10 kat artmış. Alınan TL paralar değerini kaybetmiş. Bir sıkıntı olmuş, başka bir şey. Ama hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, irtikap başka bir şey. Görünüyor ki şimdi bunların hiçbirisi artık bu dosya kapsamında ortada yok. Kamu zararı ortada yok. Biz buradan çok net olarak şunu söyleyelim. AK Parti müteahhitlik sistemi savunuyor. Dedi ya Tayyip Bey, bunların hiçbiri Tayyip Bey kadar iyi özetlemedi. AK Parti’de İzmir’de ağzı konuşuyor. Tayyip Bey açıkça koydu ortaya. ‘Bizim TOKİ sistemimize karşı alternatif sistem geliştirmeye kalktılar’ diyor. Evet TOKİ müteahhit sistemidir. Burada müteahhit karı olmaksızın insanların çok daha ucuza ve kendileri halledebilecekleri şekilde bir takım birlikteliklerin sağlanması ile birlikte kamuya yük olmadan, müteahhidi zengin etmeden kentsel dönüşüm yapma işidir bu iş. Bu iş suçlanamaz. Ama bu işte AK Parti’nin kötü yönettiği ülkede artan inşaat maliyetleri ve birtakım talihsizler yüzünden ortaya çıkan mağduriyetler hızla giderilecek. Arkadaşlarımız bu anlamda özgürlüklerine kavuşmayı bekliyorlar.”
“KAÇACAK NEYİMİZ VAR?”
“Bu sırada bugünkü bu sefer kooperatif üzerinden Şenol Aslanoğlu serbest kalmıştı, şimdi bir kooperatifteki iş ve işlemler için. Aylarca tuttular, ev hapsi koydular, ev hapsinde kaçmadı. Ev hapsini kaldırdılar; şehir dışına, ülke dışına kaçmadı. Bugün çağırdılar yine gitti. Demek ki tutukluluk lüzumsuz bir tedbirmiş Şenol Aslanoğlu için. Aynı şekilde serbest kalan yüzlerce arkadaşımızdan hangisi kaçtı arkadaşlar? Kaçacak neyimiz var? O yüzden herkes için adalet ve herkes için tutuksuz yargılama beklediğimizi ifade ediyoruz. Bugünkü soruşturma da elbette açılabilir, arkadaşlara her soru sorulabilir. Biz ‘Soruyu sormayın’ dersek yanlış yaparız. Sorular sorulsun ve cevaplar alınsın. Kanıtlar ortaya konsun. Ama bu işler yapılırken kimse yılbaşı üstü artık ailesinden, çoluğundan çocuğundan, yakınlarından daha fazla uzakta kalmasınlar.”
“İMRALI UZLAŞISI OLMUŞ, KENT UZLAŞISI SUÇ MU OLUR?”
“Ayrıca Mehmet Ali Çalışkan’ı da ziyaret ettim. Onun durumu da sadece ve sadece Kent Uzlaşısından. İddianame var mı? Yok. Çünkü o günlerde Kürtlerin belediye meclisine girmesini suç sayıyorlardı. Şimdi Türkiye Uzlaşısı, İmralı Uzlaşısı olmuş. Kent Uzlaşısı suç mu olur? Bir tane DEM Parti kökenli belediye meclis üyesi bir yere girmiş diye yapılan suçlamada iddianame şimdi yazılamıyor 10 aydır. İddia edecek bir durumları yok. Bir şeyi iddia etseler kendilerini daha büyük bir suçla itham ederler. Biz böyle bir suçlamayı kimseye yapmıyoruz. Türkiye’de bütün sorunlar konuşarak çözülsün. Herkes her yerde temsil edilsin. Barış olsun, kardeşlik olsun. Ama bundan dolayı da ‘Şimdi ne yazayım süreç buraya gelmişken’ deyip iddianame yazılamıyor diye kimseyi de içeride boşu boşuna tutuklu kalmasın. Bunu ifade ediyoruz.”
“DEZENFORMASYON VARSA, SAYIN DURAN’IN YAPTIĞI DEZENFORMASYONDUR”
İHA’lara ilişkin yaptığı açıklamaya Burhanettin Duran’ın ‘dezenformasyon’ değerlendirmesi hakkındaki soruyu yanıtlayan Özel, şöyle konuştu:
“Birincisi bu İHA’nın Ankara’ya kadar gelmesinden utanacaklarına, hicap duyacaklarına Ankara’da düşürülmesiyle övünüyorlardı. Biz şunu ortaya çıkarttık. Türkiye’de bir radarımız var, bu radar NATO’ya entegre. Radarımızın yaptığı tespit; İspanya’daki NATO üssü tarafından fark ediliyor ve Türkiye’den F16 kaldırılıyor. NATO kapsamında kalkıyor F16. Daha sonra bu F16, NATO görevi kapsamında İspanya tarafından Türkiye’deki bizim hava kuvvetlerinin üssüne, yani uçak değişmiyor ama görevi veren değişiyor. NATO bizimkilere teslim ediyor. İki saat kadar İHA’yı takip ediyorlar. İHA şehrin üstünden diyelim geçiyor. Sonra 45 dakika kırsal alanda geçiyor. Yine düşmüyor. Yine bir şehrin üstünden geçiyor 45 dakika, yine düşürmüyorlar. O sırada takip eden ilk kalkan F16’nın yakıtı bitiyor ve dönüyor. Yerine İncirlik üssünden yeni bir F16 kaldırılıyor. O F16 gidiyor ve nihayet ‘düşür’ emri verilince Ankara’nın yakınlarında düşürülüyor. Şimdi Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın buradaki angajman kurallarıyla yetkilendirilmesi durumunda bu İHA’yı daha denizin üstünde düşürürler. Bu imkanları var, bu becerileri var. Buradaki tutukluk, siyasi tutukluktan kaynaklanıyor. Kimse bana Hava Kuvvetleri Komutanlığı 130-150 km giden bir SİHA’yı, en yavaş hızı 250 km olan F16’lar tarafından 2,5 saat boyunca yakalanıp, düşürülemedi diye söyleyemez. İHA gidiyor, peşinden F16’lar yay çizerek, oyalana oyalana gidiyorlar. Siyasi tutukluk var. Hava Kuvvetleri’nde bir tutukluk, bir sıkıntı varmış gibi gösteren bu açıklamalar sorumsuzdur. Sen her şeyde ‘Benim, ben’ diyorsun ya. Rus uçağı düşürüldüğünde ‘Talimatı ben verdim’ deyip sonra 33 askerimizin şehit olacağı misillemelere Türkiye’yi muhatap ettin ya. Gittin kapıda iki saat Putin’i bekledin ya. O yüzden bu İHA’yı düşürmeden önce sana soruyorlar, sen de 2,5 saat, 2 saat 5 dakika tutukluk yapıyorsun. Şimdi burada bir dezenformasyon varsa, Sayın Duran’ın yaptığı dezenformasyondur. Bu söylediğim bilgilerde hatalı olan bir yer varsa, çıksın konuşsun. Sen şey mi diyorsun o zaman? Radar tespit etmiş, ta İspanya’daki NATO üssüne gitmiş. Onlar Türk F16’sını NATO görevi kapsamında kaldırmışlar. Sonra da F16’yı, havadaki F16’yı Türkiye’ye devretmişler. NATO ile bizimkiler arasında böyle iş birlikler yok. O andan itibaren 2 saat 5 dakika süreyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir dandik İHA’yı düşürmediğini mi iddia ediyorsunuz? Esas bu dezenformasyon. Esas bu Silahlı Kuvvetler’e hakaret. Oysa belli ki Putin’in olunca geçen sefer, önce ‘Atladım, şöyle oldu böyle oldu.’ İki saat süreyle bu kararı veremediler. Şimdi diyorlar ki ‘Yetki Hava Kuvvetleri’ndedir.’ Hava Kuvvetleri’ne sen ver yetkiyi, gör etkiyi. O karşısındaki kim olursa olsun, eğer yetkilendirirsen gereğini yapacak imkan ve kabiliyette bizim hava kuvvetlerimiz. Hiç siyasi sorumluluklarından laf dolandırarak kaçmasınlar. Zaten bizim açıklamaları okuduğunuzda gerçek anlamda hiçbir yerini de yalanlayamıyorlar. Bilgiye dayanıyor çünkü.”
“İNFAZ REJİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ LAZIM”
“Arkadaşlar teşekkür ediyoruz buradan da bir son sözüm şu olsun. Yılın son günündeyiz. Arkamızdaki cezaevinde, Türkiye’deki cezaevlerinde 500 yüz bine yakın insan yatıyor. Burada 500 yüz bine yakın insanın yatması demek milyonlarca kişinin cezaevinde yakınlarının olması demek. Bu konuda artık bir an önce cezaevinin böyle yarım milyon insanın bulunduğu bir yerden çıkarılması lazım. Bununla ilgili bir toplumsal mutabakat sağlanması lazım. İnfaz rejiminin baştan sona değerlendirilmesi lazım. Herkese tutuklanma veren bu çılgın anlayıştan vazgeçilmesi, kısa yargılamalar ve tutuksuz yargılamalar döneminin bir an önce başlaması lazım, her vatandaşı tehdit, her konuşanı terörist, her duygusunu - düşüncesini ifade edeni ülke açısından beka sorunu gören bu edilgen, kendi vatandaşından korkan devlet anlayışından bir an önce kurtulmak lazım. İçeride yakınları olanları ve içerideki bütün cezaevlerinde yatanları da yeni yıl münasebetiyle bir kez daha selamlıyoruz. Suçtan zarar gören herkesin hassasiyetlerinin dikkate alınacağı bir toplumsal mutabakatla bu cezaevi mevcutlarının hızla düşürülmesi gerekir. Bunu ifade ediyoruz.”